03 Mayıs 2021
Toprak Islahı nedir, toprak ıslahı nasıl yapılır, toprak ıslahının verimliliğe katkısı nedir?
Bizi asla bırakmayacağına, hep bıraktığımız yerde duracağına, sadık yârimiz olduğuna emin olduğumuz toprak hakkında ne biliyoruz? Her gün adımladığımız toprağın içinde ne olup bittiği hakkında bilgilerimiz, gizemli ve sır dolu evrenin işleyişi hakkında bildiklerimizden fazla değil.
Sabanla, pullukla, traktörle, kimyasal gübreler ve zehirlerle sıkıştırılıp havasız hale getirilmiş ve mikroorganizmaları soykırıma uğramış toz parçaları bilimsel olarak da toprak değil. Çünkü toprak canlı bir habitat. Bombalarla yerle bir edilip içindeki tüm canlıların yok edildiği, binaların moloz yığınına dönüştüğü bir yere nasıl yaşam alanı; şehir, köy ya da kasaba demiyorsak artık, içindeki tüm yaşamın yok edilip bununla bağlantılı olarak toprağın fiziksel yapısının bozulduğu zemine de toprak demiyoruz.
Ülkemizde de tarıma uygun alanlar ciddi tehditler altındadır. Bunların en önemlileri aşırı kimyasal gübre ve ilaç kullanımı nedeniyle toprak kirliliği, tuzlu ve sodik toprak yapısının oluşması, pH dengesizliği, kuraklık ve erezyondur.
Türkiye’de tarım arazilerinin yarısından fazlasında organik madde %2 ve altında. Bu sayı, Türkiye tarım arazilerinin yarısının “ölü” olduğunu gösteriyor. Organik maddenin bu düşmesi bir kader değil, bu düşüş insan kaynaklı. Nedenleri de temelde kimyasal gübre, tarım zehirleri(ilaçlar) ve toprak erozyonu.
İnsan olarak topraktan geldiğimiz için toprağı çok önemsiyoruz. Toprağın gri ve kahverengi bir rengi var ama ekiyorsunuz binlerce renk veriyor, Bu bir mucizedir. Yediğimiz ekmek topraktan geliyor. Mayamız topraktır, onun için toprak anaya saygı göstermeliyiz.
Ne yazık ki toprak profilini bilmiyoruz. Toprağı kandırmaya çalışıyoruz ancak toprak kanmaz. Toprakla ilgili yapılan araştırmalara göre dünyamızdaki toprakların % 90’ı aşırı kimyasal gübre ve ilaç kullanımından dolayı 50 yıl içinde yok olacak ! Kimyevi gübre ve ilaç kullanımı böyle devam ederse verimli toprak kalmayacak. Toprakta 1 milyon zararlı, 2 milyon yararlı bakteri var, bu iki bakteri çeşidini büyütüp yan yana bırakıp tekrar toprağa bırakıyoruz. Yani düşmanla dostu birlikte toprağa bırakıyoruz.
Topraklar hızla yok oluyor, üretici ürettikçe batıyor, tüketici kötü gıdaya yüksek fiyatlarödüyor, hayvancılık sürekli ekside. Seller, kuraklıklar artıyor. Toplumsal yapı kırdan başlayarak çöküyor. Kimse toprağı verimli olmaya zorlayamaz. Kimyasal gübreler ve ilaçlarla bile toprak artık tamamen verimsiz olmadan önceki kısa bir dönem işe yarar.
Geçtiğimiz 40 yıl içerisinde uygulanan tarım sistemlerinin, ticaret gübreleri gibi petrol kökenli kimyasallara bağımlı kaldığı sonucunu ortaya çıkarmıştır. Ancak tarımsal alanların verimliliğinin sürdürülebilirliği bu kimyasal maddeler ile devam edemez. Toprak verimliliği toprakta var olan ve sürekli azalan organik maddelerin içeriği ile de sınırlıdır.
Bir santimetreküp toprakta 90 milyon bakteri var. Bu bakterilerin yüzde 98’i yararlı, yüzde 2’si zararlı. Bitki hastalandığı zaman, topraktaki yararlı bakteriler devreye giriyor ve tedavi gerçekleşiyor. Ancak son dönemlerde kullanılan Avrupa’dan ithal edilen kimyasal gübreler ve ilaçlarla, topraktaki% 98 olan yararlı bakteri oranı % 10’lara kadar düştü. Kimyevi gübre ve ilaçlarla yararlı bitkiler sürekli öldürüldü. Böyle olunca bitkiler, kimyasal gübre ve ilaca bağımlı hale getirildi. Ancak çiftçimiz bu bakterilerin ne olduğunu henüz bilmiyor. Hastalanan bitki için sürekli kimyasal kullanıyor ve topraktaki yararlı bakterileri öldürüyor. Bemsa Tarım olarak bu sömürü düzenine ve çöküşe dur demeye, çiftçilerimizin yanında olarak toprakları ıslah etmemiz gerektiğine karar verdik.
TOPRAK ISLAHINDA: pH dengesinin nötralize edilmesi, tuzlu-sodik toprağın bertaraf edilmesi, drenaj, havalandırma, su tutma, işlenebilirlik, renk önem taşımaktadır.
Drenaj, geçirgenliği az topraklarda suyun akıp gitmesi için alınan önlemdir.
Killi topraklara toprağın ihtiyaç duyduğu uygun organik madde ilavesi ile toprak işlenebilirliğinin artırılmasını hedefliyoruz. İşlenebilirlik ağır killi yapıdaki toprakların, toprak işleme aletleri ile kolay çalışılabilir hale getirilmesi demektir. İşlenebilirlik ise drenaj için kullanılan en yaygın yöntemdir. Toprağın geçirgenliği de çok önemlidir. Sert ve geçirgenliği az olan topraklarda suyun rahat bir şekilde tabana inmesi sağlanamamakta, ısınan havayla yüzeye doğru hareketlenerek buharlaşan sudan geriye kalan tuz tüm toprağı kaplamaktadır. Toprak geçirgenliği, su ve havanın iyi bir bitki gelişimi için toprak makro porları boyunca köklere ulaşabilme yeteneğiyle ilişkili bir kavramdır. İyi bir geçirgenlik özelliği gösteren toprağın iyi toprak fiziksel özelliklerine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Yeterince kalsiyum iyonlarını içermeyen özellikle düşük kalsiyum ve yüksek sodyum içeriğine sahip topraklarda, toprak geçirgenliği azalır ve kötü fiziksel koşullar sergilenir. Toprak geçirgenliğinin sağlanarak drenajın yapılması için toprağa çözünebilir formda kalsiyum takviyesi zaruridir.
Su tutma,yetersizliği topraklarda büyük problem olmaktadır. Toprağın su tutma kapasitesini artırmak için toprağa yeteri kadar organik madde verilmelidir. Topraklarda su tutma kapasitesi artığında bitki kökleri kurak koşullarda da yeterli suyu alacağından verimde önemli artışlar sağlanır. Anadolu’da su en büyük sorunlardan biri olduğuna göre toprağın su tutması sağlanmalıdır.
Renk, toprağın rengi, içindeki organik madde miktarına bağlıdır. Koyu renkli topraklar güneşten gelen ışınları daha çok emdiklerinden daha çabuk ısınırlar. Açık renkli topraklar ise daha geç ısınır. Koyu renkli topraklar ısıyı daha çabuk absorbe etmekte ve daha yavaş soğumaktadır. Toprağın rengini koyulaştırmak için organik madde takviyesi tercih edilmektedir.
Toprak havası; Killi topraklarda bitkiler için yeterli havalanmanın sağlanması mümkün değildir. Kil taneleri birbirleri ile sıkı bir şekilde birleştiklerinden havalanmayı sağlayan boşluklar azalır. Bunun sonucunda toprakta havalanma oranı düşer. Havalanma oranının artırılması amacıyla toprağa organik madde ve kalsiyum eklenmelidir. Toprağa organik madde ve kalsiyum takviyesi ile toprak tavlı hale getirilebilir. Toprağın işlenmesi ve bitki yetişmesi açısından en uygun düzeyde su ve hava içeren topraklar tavlı topraklardır.
Tuzlu-sodik toprağın bertaraf edilmesi;
Tuzlu(alkali) topraklar suda çözünebilir sodyum tuzları içerirler. Bu topraklar geçirimsiz üst toprak katmanlarının oluşumuna neden olmaktadır. Tuzlu toprakların kısmen yıkanarak toprakta sodyum iyonlarının birikmesi alkaliliği(tuzluluğu) meydana getirir. Topraktaki yüksek alkalilik(tuzluluk) bitki gelişimini engeller veya su alımını engelleyecek şekilde fiziksel koşulların bozulmasına neden olur.
Ülkemizde, % 0-3 meyilli aıazilerin toplam genişliği 8,2 milyon hektardır. Bunun, 3 milyon hektarı tuzlualkali ve taban suyu problemi olan çorak sahalar, 0,2 milyon hektarı ise tuzlanmaya maruz kalmış arazilerdir. Bu alanlar genellikle ülk:emizin en verimli merkez ve kıyı ovalarında toplanmış gibidir. Ayrıca bu ovalar, yüksek sulama potansiyeline de sahiptirler. Tanmsal yönden bu alanlardan yararlanmak, ancak onları ıslah etmek ve gerekli kültürel tedbirleri almakla mümkün olabilecektir. Birkaç küçük bölgesi dışında, ülkemizın büyük kısmı kurak ve yarı kurak iklime sahiptir. Yıllık yağış miktarı, bitki su ihtiyacım karşılayacak düzeyde olmadığı gibi, aynı zamanda, topraktaki tuzları yıkayarak alt tabakalara inmesini veya tamamen topraktan dışarı atılmasını da sağlayamadığından, yer yer, tuzlu ve sodik toprakların teşekkül etmiş oldukları görülmektedir.
Tuz ve sodyum içeren topraklara çorak toprak denir. Tuzlu toprakta bitkilerin çimlenmeleri ve büyümeleri çok zordur. Tuzlu toprakta bitki sudan istifademez. Fazla tuzlu toprakta, bitkiler ortamdan arzu ilmeyen tuzları yapılarına almak mecburiyetinde kalırlar ve zehirlenerek, asıl besin maddelerini alamadan kururlar. Toprak verimliliğinin kısmen veya tamamıyla kaybolmasına yol açan kök bölgesinde fazla miktarda tuz birikimi yaygın bir olaydır. Düşük yağış ve yüksek buharlaşma, kurak ve yarıkurak bölgelerde tuzlu veya sodik toprakların oluşumunda etkendir. Toprakta değişebilir sodyumun yüksek konsantrasyonu, bitkide toksisite, köklenme ve tohum çimlenmesinin engellenmesi yanısıra toprak yapısının bozulmasına neden olur.
Tuzlu ve sodyumlu topraklar için; toprak düzenleyici, ıslah maddesi ve bitki gelişimi için doğal kalsiyum ve kükürt(tarımsal jips)besin kaynağı olarak yıllardır kullanılmaktadır(Shainberg ve ark., 1989) Tarımsal alanların ıslahı için “Tarımsal Jips” bir toprak düzenleyici olarak kullanıldığında, toprak sodikliğini azaltır. hacim ağırlığını azaltır, suyun topraktaki hareketini ve toprak agregatlaşmasını artırır. Toprakta yüzeyin kabuklaşmasını ve yüzey akışını azaltır. Toprak pH’nın yüksek olduğu (pH>8,5) topraklarda pH’yı düşürür. Toprak pH’nın düşük olduğu(alimünyumun dominant olduğu) (pH<4,5) topraklarda pH’yı artırır. Tarımsal Jipsin bitki besin kaynağı olarak ve toprak düzenleyicisi olarak faydaları 18. yüzyıl döneminden beri bilinmektedir (Crocker, 1922).
Tuzlu-sodik toprakların ıslahındaki en önemli süreç topraktaki sodyumun kalsiyum ile yer değiştirilmesi ve topraktan yıkanarak uzaklaştırılmasıdır. Sodik topraklarda fazla miktarda yer alan sodyum, toprağın bozulmasına neden olur. Topraktaki sodyum yüzdesi 15’i aştığında sodiklik problemi kendini hissettirir ve toprağın hem fiziksel hem de kimyasal özelliklerini olumsuz etkiler. Topraktaki sodyumun azaltılması için sodyumun bir başka katyonla yer değiştirmesi gerekir. Bunun için en uygun katyon jipsin yapısında yer alan kalsiyumdur. (Gupta ve ark., 1985; Abrol ve ark., 1988). Kalsiyum, sodyumla kolayca yer değiştirir ve toprakta agregatlaşmayı teşvik eder (Prather ve ark., 1978) Sodyumlu toprakların ıslahını sınırlandıran veya bazen olanaksız kılan başlıca faktör sodyumun neden olduğu dispersiyonun bir sonucu olarak toprağın son derece düşük hidrolik iletkeliğidir. Toprak su iletkenliğinin düşük olması, kullanılan ıslah maddesinin toprakta dikey hareketinin sınırlaması ve neticede toprağın daha az bir kısmıyla temas etmesi sonucunu doğurmakta, dolayısıyla ıslah maddesinin etkinliğini olumsuz etkilemektedir (Keren ve ark., 1980). Ancak “Tarımsal Jips” uygulamasının toprağın su geçirgenliğini artırdığı araştırmacılar (Loveday, 1976; Keren ve Shainberg, 1981) tarafından kesin olarak kanıtlanmıştır.
pH dengesinin nötralize edilmesi;pH, besinlerin toprak parçacıklarına ne kadar sıkı bağlandığını etkiler. Toprağın pH değeri aşırı yüksek (bazik) veya çok düşük (asidik) ise, birçok besin maddesi bitki için erişilemez hale gelir, Çünkü artık toprak suyunda çözünmez. Az yağış alan bölgelerin toprak yapısı bazik yani pH seviyesi yüksek olup, bol yağış alan bölgelerin toprak yapısı asidik yani pH seviyesi düşüktür.
Az yağış alan topraklarımızda fosfor, kalsiyum, potasyum, azot, demir ve çinko gibi elementlerin pH’nın yüksek olması nedeniyle, çok yağış alan topraklarımızda da pH’nın düşük olması nedeniyle bitkilerce alınımları çok zordur. Bu nedenle toprağa kalsiyum ve kükürdü bir arada içeren “Tarımsal Jips“ uygulandığında, bir taraftan toprak pH’sı dengelenirken, diğer taraftan toprağa bitkilerin gelişmesi için son derece önemli olan kalsiyum ve kükürt verilmiş olur. Kalsiyum toprak pH’nı belli seviyelerde artırırken kükürt ise pH’nı düşürür. Bu şekilde toprağın pH dengesi nötralize(dengelenir) edilir.